Amerika'da en sevdiğim yer

Amerika'da en sevdiğim yer

Yaklaşık 30 yıl Amerika Birleşik Devletlerinde yaşadım. Nerede mi? Los Angeles desem kıskanır mısınız? Bence kıskanın… Neredeyse mükemmel seviyelere ulaşan hava kalitesi, yıl boyunca hemen, hemen hiç klima yada ısıtıcı kullanılmaya gerekli olmayan hava sıcaklıkları, dünyaca ünlü sahilleri, tüm dünya mutfaklarının en favori restoranları, renkli gece hayatı, dünya starları ile aynı şehirde yaşamak, Las Vegas’a yakınlığı…Daha sayayım mı?
Amerika’ya ilk gittiğimde arkadaşlarım Rancho Cucamonga isimli şehirde yaşıyordu ve tabii ki ben de oraya yerleştim. Size isminden dolayı Meksika’da bir şehir gibi gelse de, aslında Los Angeles’a 40 dakika uzaklıkta bir Kalifornia şehridir. Los Angeles’tan Doğuya, Las Vegas istikametinde giderseniz, çöl iklimi başlar. Bu şehir de bu iklime maruz kalmıştır. Yazları inanılmaz sıcak olur. Ben de hayalimdeki Kalifornia’yı burada bulamadığım için rotayı Long Beach’e çevirdim. Evet, uzun ve geniş kumsalları, rahat yaşam tarzı, sörfçüleriyle filmlerde gördüğüm Kalifornia’yı buldum.

Long Beach, Los Angeles merkezinden 30 dk uzaklıkta bir sahil kentidir. Meşhur Titanic gemisinin benzeri olan Queen Mary gemisinin  ve her sene yapılan Grand Prix araba yarışlarının  ev sahibidir. Adı gibi uzun sahilleri vardır, ama sadece uzun değil, aynı zamanda geniştir sahilleri. Arabanızdan indikten sonra yaklaşık 300 metre yürümeden denize ulaşamazsınız. Long Beach Marina içindeki Shore Line Village içersinde sevdiğim restaurantları bulabiliyorum. En sevdiğim restoran ise Parker’s Light House restorandır. Tam deniz kenarında bir deniz ürünleri restoranıdır. Oraya en çok akşam üstü happy hour zamanında giderdim. Sıcak deniz mahsülü mezeleri ve şarap ile mükemmel bir akşam yemeğini Kalifornia standartlarının çok altında bir fiyata yemek mümkündür.

Akşamları, tabii ki hafta sonları Pine Street’teki barlar oldukça eğlenceli olur. Akşam 8 gibi gideseniz, ya barlarda hafif bir şeyler içer, yada benim favorim olan Mum’s Restoran’da yiyebilirsiniz. Pazar günleri ise en sevdiğim yer 2nd Street idi. Özellikle Schooner Or Later restoranda deniz kenarında kahvaltı etmeyi çok severdim.

Bu kadar okuduktan sonra Amerika’daki en sevdiğim yerin Long Beach olduğunu zannetmeyin. Çünkü en sevdiğim yer Long Beach değil, son 8 yılımı geçirdiğim Marina Del Rey-Venice Beach- Santa Monica üçlüsüdür. 

Marina Del Rey, Los Angeles Hava Alanına yakın, gayet kaliteli insanların yaşadığı bir yerdir. İstanbul’un Yeşilyurt semti gibi. Gece klübü yoktur birkaç kaliteli restoran vardır ve bu sebeple diğer sahil kentlerine nazaran daha sakindir. Ama eğlenceye de 15 dk uzaklıktadır. Burada en çok sevdiğim şey, sabah yürüyüşleriydi. Marina’yı okyanusa bağlayan 2 mendirek arası bir kanal vardır. Sabahları mendirek boyunca yürürken, sayısız pelikan kuşunun yağmur gibi denize dalışlarını izlerdim. Kuşlar balıklara daldığına göre, bir balık sürüsü geçiyordur diye düşünürken, bu balık sürürsünün ne yada neler tarafından kovalandığını hemen anlarsınız. Daha pelikan yağmuru bitmeden balık sürüsünü önlerine katan yunuslar ortaya çıkar. Bu national Geographic manzarayı  hemen, hemen her gün görürdüm. Hatta bir kere yavru balina girmişti kanala.

Marina Del Rey in en keyifli akşam üstlerini Salt Otel’in (Şimdiki adı Marina Del Rey Hotel)  barında happy hour da geçirdim. Bir de hava güzelse  gün batımında mükemmel oluyor.

Mother’s Beach sabah yürüyüşleri için çok keyifli oluyor. Ayrıca buradan kano kiralayıp Marinanın içinde gezebilirsiniz. Hemen yanında Cheese Cake factory Restoran vardır. Dünyanın en büyük menüsüne sahiptir. Genelde tüm şubelerinde hemen yer bulamazsınız bu zincirin. Porsiyonları devler için yapılmıştır ve özellikle bu lokasyonun manzarası, sahil kenarı olmasıyla süperdir.

Marina Del Rey’den Batıya devam ederseniz, Venice  Beach’e varırsınız. Mr. Abbot Kinney’in kurduğu bu şehir sağlıklı restoranların, yoga okullarının, meşhur Arnold Schwarzanegger’in de antrenman yaptığı Gold’s Gym’in bulunduğu yerdir. Venice Beach adını kanallarından almıştır. Venice kanalları  2 katlı evlerin arasında bulunur. Venice’de yaşadığım zamanlarda sabahları yürüyüş güzergahı olarak burayı tercih ederdim. Venice kumsalı oldukça geniştir. Kumların başladığı yerden denize ulaşmak için yaklaşık olarak 200 metre yürümek gerekir. Yoga demişken, Amerika’nın en iyi yoga hocaları burda bulunur. Hemen hemen hepsi dünyayı gezmiş ve özellikle Hindistan’da bulunmuş eğitmenlerdir. Venice’de otururken 1,5 sene yoga yapmıştım, gerçekten iyiler. Amerika’da en çok vegan restaurantların olduğu şehirdir burası. Sağlıklı bir şey yemek isterseniz, Venice Beach’te aramalısınız. Green Leaf, Gjelina, Erewhon benim favori restoranlarım. Abbot Kinney’deki Salt & Straw dondurmacısı çok iyidir. Daha 10-15 dk sıra beklemeden dondurma almışlığım olmadı. Hep kalabalıktır.

Daha Batı’ya devam edersek, Santa Monica’ya varırsınız. Trafiğe kapalı 3 üncü caddesi pek ünlüdür. Bu caddede bir çok restaurant, butik bulabilirsiniz. Ayrıca günün her saati caddede gösteri yapan sanatçıları görebilirsiniz. Santa Monica Bulvarından Okyanusa doğru yürüseniz Ocean Bulvarı karşınıza çıkar. Sağ köşede  en sevdiğim steak restoranı BOA vardır. Japon işletmesi olan bu restoranda Kobi ve Wagyu etlerinin en güzellerini yemek mümkündür. Mutlaka 1 düzine istiridye ısmarlamayı da ihmal etmeyin. 

Karşıdan karşıya geçtiğinizde, okyanus ve aranıza bir yar ve otoban girer. Manzaraya doyum olmaz. Hele hele gün batımı süperdir. Sol tarafta ileride Santa Monica Pier (iskelesi) vardır. Amerika’da uzun büyük taş iskelelere “pier” adı verilir. Pier’in üzerinde restoranlar, sokak satıcıları dönme dolap vardır. Lobster Restoran Ocean’s 11 filmine de konu olmuştur.  Aynı zamanda pier Chicago’dan başlayan Route 66 tarihi otobanın bittiği noktadır.

Ocean Bulvarı’nın üzerindeki restoranlar çok güzeldir. Blue Plate Oysterette iyi bir istiridye barıdır. Burada istiridye shot deneyin. Sushi Roku, Water Grill benim favorilerimden. Ayrıca Elephante, ve Santa Monica Place Mall’un 3. Katındaki Wine Garden restoranlarını da çok severim. Dünyanın 55 ülkesinde burger yemiş biri olarak, tüm zamanlarımın favorisi “Burger Lounge” … Tamamen ot ile beslenmiş hayvanların etlerinde yapılan burgerler nefistir. Ahi Tuna burger de yiyebileceğiniz en iyi balık burgerdir. 

Eğer eğlenmek isterseniz Huntley Oteli’nin roof top barı olan Penthouse tavsiyemdir. Hem iyi bir restoran, hem de akşam 9 dan sonra başlayan bar-lounge da dans edip eğlenebilirsiniz. Eğlence mekanlarında ayrıca The Bungallow ve Viceroy otelinin bahçesindeki kokteyl bar tavsiyemdir.

Ocean caddesinin okyanus tarafındaki parka çimlerin üzerinde piknik  yapmak, spor yapmak , yoga yapmak için defalarca gitmişimdir. Çok keyiflidir.

Amerika’da rehberlik yaptığım yıllarda misafirlerimi favori yerlerime götürmeyi çok severdim tabii zaman elverdikçe…

Arkada bıraktığım rehber arkadaşlarım da benim yolumdan gidiyor, Tour to America misafirlerini benim en sevdiğim yerlere götürmeye devam ediyorlar. 

Sizleri de bekleriz…

 

 

 

 

Blog

Recent Blog Posts

San Francisco Hidden Places

19 Feb 2024

San Francisco Hidden Places

San Francisco is known for its many famous tourist destinations, but you might also want to discover some lesser-known yet interesting and hidden places.

Hakan Aksungur

979

Here are some interesting but less-known places in Washington, D.C

19 Feb 2024

Here are some interesting but less-known places in Washington, D.C

Washington, D.C. is the capital of the United States and holds historical significance. While the city is known for its famous monuments, museums, and historical sites, there are also some lesser-known tourist spots waiting to be explored.

Hakan Aksungur

255

Some lesser-known but interesting places in Miami

19 Feb 2024

Some lesser-known but interesting places in Miami

Miami, Florida is known for its beautiful beaches, vibrant art and culture scenes, colorful neighborhoods, and energetic nightlife. However, there are also hidden tourist spots in Miami waiting to be explored.

Hakan Aksungur

267

PartnerOPERATORS